Sahil Pansiyon
Çıralı
Yanartaş
Olimpos
Foto Album
Ulaşım

Sahil Pansiyon
...Sessiz huzurlu bir tatil için
Olimpos
    Antik Likya 'nın en önemli liman kentlerinden Olimpos’ un kesin kuruluş tarihi bilinmemekle birlikte Hellenistik Devir'de kurulduğu düşünülmektedir. Kent ismini kuzeyinde yer alan ve 2375 metre yükseklikteki Tahtalı dağından alır. Antik ismi Uludağ anlamına gelen Olimpos'tur. Varlığını M.Ö. 168-78 yıllarında basılan Likya birlik sikkelerinden anlıyoruz. İktisadi bir birlik olan Likya Konfederasyonu konseyinde birliğin önde gelen ve üç oy hakkına sahip altı şehrinden birisi olmuştur. Tarih boyunca mitolojiye konu olan ve coğrafi konumunun elverişliliği nedeniyle korsanların barınağı olan Olimpos, bugün sahip olduğu tarihsel değerleri, 3200 m'lik muhteşem sahili, endemik bitkileri, Caretta caretta'ları Khimaira'sı, tüm sportif etkinliklere olanak veren muhteşem doğası ve pansiyon olarak kullanılan meşhur ağaç evleri ile tüm dünyaca bilinmektedir.
    Akçay deresinin iki yakasına kurulan ve şu anda sit alanı olarak koruma altında olan bu antik kent vadi içinde büyülü bir görünüme sahiptir. Su kanalları, surlar, lahit mezarlar gibi kente ait pek çok kalıntı görülebilir. Eski çağlarda iki tarafına örülen duvarlarla kanal haline getirilen nehirden gemiler Olimpos içine girebiliyordu ve nehrin her iki tarafı rıhtım olarak kullanılıyordu. Esas yerleşim güneyde olup, kuzeyde daha çok mezarlar yer almaktadır. Nehrin her iki yakasını birbirine bağlayan bir köprü yapmışlardır. Orta çağdan sonra yerleşim olmayan kent zamanla ağaçlar arasında kaybolmuş ve gizemli bir görünüş kazanmıştır. Şu anda kentin iki yakasını birleştiren antik köprülerden eser kalmamıştır. Karşı yakada bulunan tiyatro, hamam yapıları, bazilika gibi kalıntıları görebilmek için sudan geçmek gerekmektedir.
English
Fiyatlar
   Deniz kenarından Olimpos antik kentine girildiğinde akropolün altında ilk görülen şey iki mezar odasıdır. Bu mezarlar M.S. II. yüzyıla ait olup M.S. 5. yüzyılda ikinci defa kullanılmışlardır. Mezarlar, Orta Çağ'da kale haline getirilen akropolün sur duvarları arkasında kaldıklarından yakın zamana kadar görülmüyorlardı. Doğudaki tek lahitli mezar hakkında fazla bir bilgi yoktur. Bunun yanında tabanında M.S. 5. yüzyıla ait asker ve aslan mozaikleri bulunan, iki lahitli bir mezar odası görülür. Doğudaki lahit, Marcus Aurelius Zosimas isimli bir Olimposlu, yanındaki lahit ise Zosimas'ın dayısı kaptan Eudemos için yapılmıştır. Kaptanın lahdi üzerinde bir gemi kabartması ile Kaptan Eudemos'un Marmara ve Karadeniz'e seferler yaptığını anlatan bir yazıt bulunmaktadır. Bu çerçevenin sol tarafında ise özgün ve duygu dolu bir şiir yer almaktadır:
Son limana demirledi gemi, çıkmamak üzere
Çünkü ne rüzgardan ne de gün ışığından medet var artık
Işık taşıyan şafağı terkettikten sonra Kaptan Eudemos
Oraya gömüldü gün misali kısa ömürlü gemisi, kırılmış bir dalga gibi.
Nehrin karşı tarafında hemen kıyıda görülen pencereli yapı şehrin hamam kalıntılarıdır. Olimpos'un bu kıyısına nehrin üzerindeki iri taşlara basarak geçilebilir. Burada çalılıklardan çok zor gezilebilen Olimpos'un tiyatrosu bulunur. Akdeniz iklimine sahip Olimpos'ta kışları yağışlı ve nemli, yazlar kurak ve sıcaktır. Nisan başından eylül sonuna kadar denize girmek mümkündür.
    M.Ö. I. yüzyılda Olimpos'a korsanlar dadanmış, şehir korsanların yerleştiği bir yer haline gelmiştir. Tarihçilere göre, M.Ö. 80 yılında Zenniketes isimli Kilikyalı bir korsan tarafından ele geçirilen kent, M.Ö. 78'de Roma komutanı Servilius Isaurieus tarafından korsanlardan temizlenerek Roma topraklarına katılmıştır. M.S. 130 yılında Roma imparatoru Hadrianus kenti ziyaret etmiş ve bir süre burada kalmıştır. Helenistik ve Roma cağlarında çok tanrılı bir dini benimseyen kentte, Apollon, Zeus, Atena ve Hephaistos adına tapınaklar yapılmıştır. Roma dönemi sırasında hemen yakınındaki tabii gazların yandığı Çıralı'daki Demirci tanrı Hephaistos kültü ile büyük bir ün sahibi olmuştur. Daha sonra halkı hıristiyan olan ve Piskopos ile temsil edilen kentin ilk piskoposu Methoidos Romalılar tarafından öldürülmüştür
Sonraki yüzyılda Lykia kentlerindeki onarım ve yardımlarından tanıdığımız Rhodiapolisli Opramoas Olimpos'da birçok yapının onarımını ve yeniden inşasını sağlamıştır. Bu yüzyıl Olimpos'un en refah içinde olduğu yüzyıl olmuş, bundan sonraki III. yüzyılda yeniden korsanlar Olimpos'a dadanmışlardır. Korsanların saldırıları zengin ve mamur şehri giderek fakir düşürmüş ve önemini yitirmesine sebep olmuş, şehir önemsiz küçük bir kent olarak yaşamını sürdürmüştür.
Haçlı seferleri sırasında Venedik, Ceneviz ve Rodos şövalyelerinin istilasına uğrayan Olimpos, 15. yüzyılda Fatih Sultan Mehmet döneminde Osmanlı İmparatorluğuna katılmıştır. Bundan sonra iyice önemini kaybetmiş ve XV. yüzyılda terk edilmiştir. Orta Çağdan sonra yakın zamana kadar yerleşimin olmadığı kent sadece göçerler tarafından kışlak olarak kullanılmıştır.


Copyright © 2007 by
"İlhan Yavuz"
All Rights reserved
ilhanyavuz@sahilpansiyon.org